KEY ödemeleri için kötü haber

5.8 milyon kişiyi ilgilendiren KEY ödemeleri yıl sonuna kalabilir

Milyonlarca hak sahibinin merakla beklediği ikinci KEY ödemelerindeki sıkıntılar halen çözümlenemedi. Star gazetesinin haberine göre, Ramazan Bayramı’na kadar yetiştirilmesi planlanan ikinci KEY ödemelerinde liste sıkıntısı yaşanıyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), iki aydır 1.5 milyon SSK’lı hak sahibinin listelerini, KEY tutarlarını hesaplayacak olan Tasfiye Halindeki Emlak Bankası’na teslim etmedi. Hak sahiplerinin listeleri teslim edilmediği için diğer hak sahipleri ile ilgili çalışmalar da tamamlanamıyor. Dolayısıyla, ikinci KEY ödemelerinin kısa vadede gerçekleşmesi zor görülüyor.

ÖDEMELER YIL SONUNA KALABİLİR

İkinci KEY ödemeleri yaklaşık 5.8 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Birinci KEY ödemesi geçtiğimiz yıl temmuz sonunda yapılmıştı. İkinci KEY ödemesinin ise en geç bayram öncesi yapılması planlanıyordu. Bununla ilgili olarak, kurumlar arasında yoğun bir KEY görüşme trafiği gerçekleştiriliyor. Ancak bu görüşmelere rağmen SSK’lı hak sahipleri konusunda bir ilerleme sağlanamadı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın talimatı üzerine, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı başkanlığında bir toplantı yapılması ve soruna çözüm aranması kararlaştırıldı. Yetkililer, ikinci KEY ödemelerine ilişkin süreyi tekrar uzatmayı tartışıyor. Eğer yeni bir erteleme olursa, ikinci KEY ödemelerinin, 2009 sonuna kalması söz konusu olacak.

Faiz indirimi devam ediyor

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), iktisadi faaliyette belirgin bir toparlanma gerçekleşmemesi halinde kısa vadede ölçülü faiz indirimlerine devam edileceğini açıkladı.

Merkez Bankası, Kasım 2008'den bu yana yapılan 900 biz puanlık faiz indiriminin etkilerinin ise yılsonundan itibaren görülmeye başlanacağını bildirdi.

REFERANS GAZETESİ

Merkez Bankası, PPK toplantı özetini açıkladı. Gelecek dönemde enflasyonda, baz etkisi nedeniyle yaşanabilecek sınırlı artışlara rağmen ana düşük seviyelerin süreceği öngörüsünde bulunan PPK, ekonomide belirgin bir toparlanma görülene kadar kısa vadede ölçülü faiz indirimlerine devam edileceği değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek dönemde enflasyonun ana eğiliminin düşük düzeyini koruyacağını ancak, yılın son aylarından 2010'un ortalarına kadar baz etkisi nedeniyle enflasyonda sınırlı artışlar gözlenebileceğini ifade eden PPK, finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi ve sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin sürdüğünü açıkladı.

PPK açıklamasında, Bu çerçevede Kurul, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruması yönündeki görüşünü teyit etmiş, iktisadi faaliyette belirgin bir toparlanma gerçekleşmemesi halinde kısa vadede ölçülü faiz indirimlerine devam edilmesinin gerekeceği derlendirmesinde bulunmuştur denildi.

Orta vadeli program şart

Gelecek dönemde işlenmiş gıda fiyatlarının yıllık artış oranının baz etkisi nedeniyle yükselişin, diğer yandan işlenmemiş gıdada aşağı yönlü kısmi bir düzeltmenin görülebileceği belirtilen açıklamada, Enflasyonun ana eğiliminin orta vadeli hedeflerle uyumlu ve düşük seviyelerde seyretmeye devam ettiği değerlendirmesinde bulunuldu denildi.

Sadece yıllık büyüme oranları dikkate alınarak haziran ayı sanayi üretiminde hızlı bir toparlanma gözlendiği şeklindeki değerlendirmelerin sağlıklı olmayacağını vurulayan PPK, Nitekim, mevsimsellikten arındırılmış veriler sanayi üretiminde bir önceki aya kıyasla belirgin bir değişime işaret etmemektedir değerlendirmesinde bulundu.

Tüketim talebindeki toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin arttığı değerlendirmesinde de bulunan PPK, dış talebin zayıf seyrini sürdürdüğüne dikkat çekti. Küresel büyüme görünümüne ilişkin iyileşme işaretlerinin yeterince güçlü olmadığı ve dış talepte yakın dönemde hızlı bir toparlanma gerçekleşmeyeceği öngörüsünü yineleyen PPK, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağına işaret ettiğini vurguladı.

Finansal koşullardaki ek sıkılığın bir ölçüde azalmakla birlikte henüz tam olarak ortadan kalkmadığı değerlendirmesinde bulunan PPK, Kasım 2008'den bu yana gerçekleştirilen 900 baz puanlık faiz indiriminin kredi piyasası üzerindeki etkilerinin yılın son çeyreğine doğru hissedilmeye başlayacağını açıkladı. Enflasyonun düşük seyrini uzun bir süre koruyacağı öngörüsünde bulunan PPK, borç dinamiklerinin sürdürülebilirliğini ve bütçe disiplinini gözeten orta vadeli somut bir mali programa ihtiyaç olduğunu vurguladı.

İş Yatırım 34 milyon lira kar etti

İş Yatırım Menkul Değerler'in 2009 yılının ilk yarısında konsolide net karının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 170 artışla 34 milyon liraya ulaştığı bildirildi.

İş Yatırım'dan yapılan açıklamada, küresel krize bağlı olarak Türkiye'nin içinden geçtiği zorlu ekonomik şartlara rağmen İş Yatırım'ın, piyasalarda göstermiş olduğu başarılı performansı ile 2009 yılının ilk yarısında da “lider” konumunu sürdürdüğü belirtildi.

Açıklamada, İş Yatırım'ın aktif büyüklüğünün, 2009 yılının ilk altı ayında 2,2 milyar liraya yükselerek 2008 sonuna göre yüzde 48 ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70,7 artış gösterdiği kaydedildi.

Şirketin özkaynaklarının ise 296,2 milyon lira ile 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 22,5 oranında yükseldiği ifade edildi.

İş Yatırım'ın 2009 yılının ilk yarısında 33 milyar lira işlem hacmi ve yüzde 8,1 oranında piyasa payı ile İMKB hisse senetleri piyasasında lider konumunu devam ettirdiğine dikkatin çekildiği açıklamada, firmanın, kurucu üyeleri arasında yer aldığı Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nda (VOB) ise 33,3 milyar lira işlem hacmi ve yüzde 11,7 oranında piyasa payı ile kuruluşundan bu yana sürdürmekte olduğu lider konumunu devam ettirdiği belirtildi.

Koç Holding 667 milyon lira kar açıkladı

Koç Holding, 2009 yılının ilk yarısında 20 milyar lira ciro ve 667 milyon lira net kar açıkladı.

Koç Holding'den yapılan yazılı açıklamada, ilk 6 ayda 20 milyar lira konsolide satış geliri ve 1,8 milyar lira faaliyet karı elde edildiği, böylelikle holdingin 30 Haziran 2009 itibariyle net karının 667 milyon liraya ulaştığı bildirildi.

Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Bulgurlu, ilk yarıya ilişkin değerlendirmesinde, 2008 yılında başlayan ve halen devam eden ekonomik krizin tüm şirketler gibi kendi sonuçlarını da etkilediğini, hükümet, çalışanlar, Merkez Bankası ve işverenlerin aldıkları tedbirler ile yaptıkları büyük fedakarlıkların üçüncü çeyrekte olumlu etkisini görmeyi umut ettiklerini vurguladı.

Bulgurlu, yılın ilk yarısında olduğu gibi yılın ikinci yarısında da hükümetin ve ilgili tüm tarafların ekonomiye odaklanarak, tüketici talebinin canlandırılmasını sağlamaya azami gayreti göstermesinin önemli olduğuna dikkati çekerek, vergi indirimlerinin eylül ayında sona ermesinin ardından az da olsa hareketlenen talebin devamını teminen yeni tedbirler alınacağını ümit ettiklerini ifade etti.

“İKİNCİ YARI ÇOK ZOR GEÇECEK”

Hükümetin hazırlama sürecinde olduğu orta vadeli ekonomik programın tamamlanmasının ve programa IMF desteğinin alınmasının fayda sağlayacağını düşündüğünü dile getiren Bulgurlu, bunun kamu maliyesi dengelerine katkı sağlayacağını ve yaratacağı güven ile ekonominin düzelme sürecine ivme kazandıracağını vurguladı.

Bülent Bulgurlu, orta vadeli ekonomik programın açıklanmasının tüketici talebine olumlu yansıyacağını, bunun şirketlerin ikinci yarı sonuçlarının daha iyi olmasını sağlayacağını, ayrıca Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin ekonomik canlanmanın tam anlamıyla görüldüğü noktaya kadar devam etmesinin olumlu bir gelişme olacağını ve bunun 2009'un ikinci yarı sonuçları için çok önemli olduğunu kaydetti.

Faaliyet gösterdikleri ana iş kolları olan otomotiv, enerji, finans, dayanıklı tüketim sektörlerinde ve diğer şirketlerinin tamamında, ilk 6 aydaki hedeflerini gerçekleştirdiklerinin altını çizen Bulgurlu, ikinci yarının çok zor geçeceğini, hükümet, sivil toplum kuruluşları, işverenler yani toplumdaki tüm tarafların talebin canlandırılması için ellerindeki tüm imkanları değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Koç Holding Üst Yöneticisi Bulgurlu, dünyada krizin etkilerinin azalmasını sağlayan kısa vadeli önlem paketlerinin ardından kalıcı büyümenin başlayıp devam edebilmesi ve küresel krizin tekrar etmemesi için bazı elzem önlemlerin alınması, alınacak önlemler kapsamında da düzenleyici ve denetleyici kurulların, rating şirketlerinin, denetim şirketlerinin ve nihai olarak finansal piyasa işlemlerinin tamamının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Goldman TAV hissesi sattı

Goldman Sachs geçen hafta gerçekleştirdiği TAV Havalimanları Holding hisse satışından 205 milyon TL kâr ettiğini duyurdu.

21 Ağustos tarihinde TAV Havalimanları Holding’in yüzde 13.77 oranındaki hissesini sattığını açıklayan Goldman Sachs dün ise beher hisseyi 4.10 TL’den sattığını duyurdu.


Goldman Sachs International’den Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan yazılı açıklamada şu bilgiler yer aldı:

“21 Ağustos 2009 tarihinde TAV Havalimanları Holding A.Ş. hisseleri ile ilgili olarak 50 milyon 020 bin 251 adet hissenin, hisse başına 4.10 TL bedelle satış işlemi ortaklığımızca gerçekleştirilmiştir. Bu işlem neticesinde şirketteki toplam hisse payımız yüzde 4.09’a inmiştir.”

Aynı açıklamada, satış işlemi öncesi Goldman Sachs’ın TAV’daki payının yüzde 17.86 olduğu ve halen kuruluşun portföyünde 14 milyon 865 bin 618 adet hisse bulunduğu bunun da sermayedeki payının yüzde 4.09’a karşılık geldiği yer aldı

T-Bank mevduat faizlerini indirdi

T-Bank, Türk Lirası mevduat hesaplarında faiz oranlarında indirime gitti.

T-Bank'tan yapılan yazılı açıklamada, 5 bin lira ve üzeri hesaplarda faiz oranlarının, 3 aya kadar vadelerde yüzde 10'dan yüzde 9,75'e, 6 aya kadar vadelerde yüzde 9,50'den yüzde 9,25'e düşürüldüğü kaydedildi.

DYH`in kredi notu değişmedi

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in, Doğan Yayın Holding A.Ş'nin yerel ve yabancı para cinsinden kredi notunu ve görünümünü değiştirmediği duyuruldu.

Doğan Yayın Holding'in, Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Şirketimizin yerel ve yabancı para cinsinden kredi notunu ve görünümünü değiştirmemiştir.

Buna göre, mevcut durum itibariyle Şirketimizin yerel ve yabancı para cinsinden kredi notu B ; görünümü ise negative olarak teyit edilmiştir ifadelerine yer verildi.

Garanti Bankası konut kredisinde faiz indirdi

Garanti Bankası, tutsat (mortgage) kredilerinde 12 ay vadeye kadar faiz oranını, yüzde 0,67'ye indirdi.

Garanti Bankası'ndan yapılan açıklamada, bankanın, tutsat kredisinde 0-12 ay vadede uygulanan faiz oranının, yüzde 0,81'den 0,67'ye, 25-36 ay vadede uygulanan faiz oranının yüzde 1,01'den yüzde 0,87'ye, 85-120 ay vadede uygulanan faiz oranının ise yüzde 1,17'den yüzde 1,14'e düşürüldüğü bildirildi.

Açıklamada, yeni faiz oranlarına göre, bankanın yüzde 1,02 faiz oranıyla 80 bin lira tutarında kullandırdığı 60 ay vadeli kredinin masraf toplamının, sigortalar hariç 4 bin 400 lira olduğu belirtilirken, kredinin aylık maliyet oranının yüzde 1,23 yıllık toplam maliyet oranının ise yüzde 14,77 olarak açıklandığı kaydedildi.

Antalya limanı rekor kırıyor

Antalya Limanı'nda geçen yılın yedi aylık dönemine oranla bu yıl aynı dönemde, yükleme ve boşaltmada rekor kırıldığı bildirildi.

Orta Doğu Antalya Liman Hizmetleri AŞ Genel Müdür Vekili Taner Güngör, yaptığı açıklamada, geçen ay Antalya Limanı'na 121 geminin geldiğini, 351 bin 664 ton yükleme ve boşaltma gerçekleştirildiğini belirtti. Güngör, geçen yılın Temmuz ayında limana giren gemi sayısının 90, yükleme ve boşaltmanın ise 175 bin 58 ton olduğunu kaydetti. Bu yılın başından itibaren yedi aylık dönemde Antalya Limanı'ndan, başta mermer, dökme yük, alüminyum, çimento, krom klinker ve taş kömürü olmak üzere 1 milyon 421 bin 100 ton yükleme ve boşaltma yapıldığına işaret eden Güngör, “Antalya Limanı'ndaki yükleme ve boşaltmanın yüzde 80'i ihracat ağırlıklı yapılıyor. İhracat, Suriye, Mısır, Kamerun, Angola, Libya, Fransa ve İtalya'ya gerçekleştiriliyor” dedi.

Geçen yılın yedi aylık dönemindeki yükleme boşaltmanın 1 milyon 213 bin 370 ton olduğunu vurgulayan Güngör, “Hem geçen yılın Temmuz ayına göre, hem de geçen yılın yedi aylık dönemine göre yükleme ve boşaltmada rekor kırdık” diye konuştu.

Güngör, Antalya Limanı'nda konteyner sayısında da hareketlilik yaşandığını, konteyner gemi sayısının düşmesine karşılık, gemi tonajlarının arttığını bildirdi. Geçen yıl 12 aylık dönemde Antalya Limanı'na 615 konteyner gemisine karşılık, bu yıl yedi aylık dönemde 553 geminin geldiğini anlatan Güngör, bu yılın yedi aylık döneminde 67 bin 95 TEU konteyner yükleme boşaltması yapıldığını kaydetti.

IMF’nin faturası 20 milyon Euro’ya düştü

Küresel kriz nedeniyle otellerin fiyatlarının düşmesi, ortak yıllık toplantılarını ekim ayında İstanbul’da gerçekleştirecek IMF ve Dünya Bankası’na yaradı. Toplantılar için öngörülen otel faturası 20 milyon Euro’ya indi.



Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın İstanbul’daki otel faturası, küresel kriz nedeniyle yüzde 50 azalarak 20 milyon Euro’ya indi. Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek olan IMF-Dünya Bankası yıllık toplantısı için geçen yıl ‘fahiş fiyatlar’ talep ettiği için eleştiren 5 yıldızlı oteller, krizin etkisiyle oda fiyatlarını yarı yarıya düşürdü.

Başta Dünya Bankası ve IMF üyesi 185 ülkenin resmi heyetleri olmak üzere uluslararası gözlemciler, özel sektör temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarından oluşan katılımcılara 45 lüks otelde geceliği ortalama 250 Euro’dan 6 bini aşkın oda tutuldu. Dünya Bankası Grubu ve IMF Guvernörler Kurulu’nun her yıl düzenli olarak gerçekleştirdikleri yıllık toplantılar, bu yıl 6-7 Ekim tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak. Organizasyonun konaklama hizmetlerinden sorumlu olan Visitur’dan alınan bilgiye göre, 13 bin kişinin katılması beklenen toplantılar kapsamında 30 Eylül-8 Ekim haftası için Kongre Merkezi’ne yakın 45 otelde rezervasyonlar yapıldı.

5 bin Euro veren de var

185 üye ülkenin aralarında maliye bakanları, merkez bankası başkanlarından oluşan resmi heyetleri için kongre merkezi civarındaki 4 ve 5 yıldızlı otellerde 3 bin 650 oda bu süre için ayrıldı. Özel sektör temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarından oluşan katılımcılar için ise aynı bölgedeki 45 otelde 2 bin 400 oda tutuldu.

Toplantılar için geçen yıl ‘fahiş fiyatlar’ talep ettiği için eleştirilen 5 yıldızlı otellerin kriz nedeniyle yüzde 30-50 indirim uygulaması sonucunda, ortalama oda fiyatları 250 Euro’ya kadar gerilediği ifade edildi. Resmi heyetler için ayrılan odaların fiyatları 250-350 Euro arısında değişirken, özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve basın mensupları için yapılan rezervasyonların geceliği 20 Euro’dan başlayıp 5 bin Euro’ya kadar çıkıyor. Böylece, IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla 9 günde 6 bini aşkın oda için ödenecek fatura 15-20 milyon Euro olacak.

Topbaş: Kongre Vadisi yetişecek

İSTANBUL Büşükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, haziranda Dünya Bankası’na teslim edilmesi gereken ‘Harbiye Kongre Vadisi’nde inşaat işi uzadığını kabul ederek, ‘Teslimat tarihi ağustos sonu’ dedi. Topbaş, 27 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Harbiye Kongre Vadisi’nin yetiştirilmesi için 3 bin işçinin 24 saat esasına göre çalıştığını belirterek, Kongre Merkezi inşatının bu ağustos sonunda tamamlanacağını söyledi.

8 günde neler olacak

30 Eylül: IMF, ‘Küresel Mali İstikrar Raporu’nu açıklayacak.
1 Ekim: IMF, ‘Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nu açıklayacak.
2 Ekim: Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn basın toplantıları düzenleyecekler.
3-5 Ekim: Yıllık toplantılar kapsamında seminerler yapılacak.
4 Ekim: Uluslararası Para ve Mali Komite (IMFC) toplantısı gerçekleştirilecek.
5 Ekim: Kalkınma Komitesi toplantısı gerçekleştirilecek.
6 Ekim: Genel Kurul toplantısı gerçekleştirilecek.
7 Ekim: Yıllık toplantılar kapanış oturumuyla sona erecek.

Dünya İstanbul’u izleyecek

IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarının, 1930’daki Büyük Buhran’dan sonra yaşanan en büyük ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde İstanbul’da gerçekleştirilmesi önem taşıyor. Bu yılki toplantıların merkezinde küresel kriz ve bu krizden çıkışın yolları yer alacak. Bu nedenle de tüm dünyanın ilgi odağı İstanbul olacak.

Ekimin ilk haftası için doluluk yüzde 90’a çıktı

VİSİTUR’dan alınanan bilgiye göre, Kongre Vadisi civarındaki lüks otellerinde ekim ayının ilk haftası doluluk oranı yüzde 90’ı buldu. IMF-Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları için 45 otelde 6 bini aştın oda tutulurken, 1 hafta için yer bulmak zorlaşırken, oda fiyatları da ikiye katlandı.

Nobel ödüllü ve ünlü ekonomistler krizi İstanbul’da masaya yatıracak

YILLIK toplantılar öncesinde 3-5 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek seminer ve panellere dünyaca ünlü ve Nobel Ödülü sahibi ekonomistler de konuşmacı olarak katılacak. Dünyaca ünlü yatırımcı ve milyarder George Soros’un 3 Ekim’de konuşma yapacağı seminerlerde küresel kriz tartışılacak. 3 gün sürecek olan seminerler için İstanbul’a şu ünlü ekonomistler geliyor:

Nouriel Roubini: Yaptığı öngörülerin tutması nedeniyle ‘kahin’ diye anılıyor. ABD Merkez Bankası (FED) ve IMF’de çalışan Roubini, 2006’da ABD’deki mortgage krizini önceden görerek uyarılarda bulunmuştu. Roubini, halen New York Üniversitesi’nde öğretim üyesi.

Stanley Fischer: 1988-1990 döneminde Dünya Bankası’nda Başkan Yardımcılığı Başekonomist olarak görev yaptı. 1994-2001 döneminde ise IMF Birinci Başkan Yardımcısı olarak çalıştı. Fischer, 2005’ten beri de İsrail Merkez Bankası Başkanlığını yürütüyor.

Joseph Stiglitz: ABD’li ekonomist 2001’de Nobel Ödülü’nü kazandı. Dünya Bankası’nda Başekonomisti olarak görev yaptı. ABD’nin eski Başkanlarından Bill Clinton’ın da ekonomi danışmanıydı. Stiglitz, Columbia Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.

Borsada hisseler pahalandı

Kriz aylarında 5.65'e kadar gerileyen İMKB fiyat kazanç oranı,ağustos ayı itibariyle 14.01'e kadar yükseldi.

Böylece yılbaşından bu yana yüzde 65 değer kazanan borsada, hisselerin pahalı mı ucuz mu olduğunu gösteren fiyat kazanç oranı da katlanmış oldu.


Hisse senedi piyasasında fiyatların ne kadar ucuzladığını gösteren fiyat/kazanç oranı yükselişe geçti. En düşük seviyelerine inerek Ekim 2008'de 5.7'ye kadar gerileyen fiyat kazanç oranı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) ağustos ayı itibariyle 14.01'e kadar yükseldi.

En son 2006 yılında bu seviyeleri yakalayan borsanın, şubat ayında fiyat kazanç oranı 5.65'e düştükten sonra mart ayında 7.47'ye, nisan'da 10.14'e, haziranda, 12.38'e, ağustosta da 14.01'e kadar çıktı. Böylece, İMKB bu fiyat kazanç oranı seviyesi ile 2006 yılı seviyesine yaklaşmış oldu.

Bir şirketin hisse senedi fiyatının, hisse başına kârının kaç katı olduğunu gösteren fiyat/kazanç oranının düşük olması şirketin hisse fiyatının düşük kaldığı şeklinde yorumlanıyor. Ancak şu anki fiyat kazanç oranlarının işi olduğundan daha iyi gösterdiğini kaydeden uzmanlar, Şu anki datalardaki kazançlar gerçekleşmiş kazançlar. Halbuki ileriye dönük kazançlar aslında daha düşük.

Fiyatı önümüzdeki 12 ayın kâr beklentisine bölmek lazım. Geçmiş 12 ayın değil diyor. Gelecek 12 ayın kâr beklentisine göre ise İMKB'nin tahmini 2009 ve 2010 yılları fiyat kazanç oranlarının ise sırasıyla 11.8 ve 10.8 olması bekleniyor.

Gidilecek yol var

Ekim 2008'de gelişen piyasalarda 7.5, gelişmiş piyasalarda ise 9 ile 10 arasında olan fiyat kazanç oranları ise 2009 yılında Almanya DAX'ta 14.2, Belçika Bel 20 borsasında 16.8, Fransa CAC'da 12.5, Japonya TOPIX'de 58.1, Rusya borsasının ise 10.1 olarak tahmin ediliyor. Borsalarda ileriye dönük kazançlar hakkında bilgi veren tahmini fiyat kazanç oranları arasında Türkiye 11.8 seviyesi ile hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerden ayrışıyor. Bu da borsalarda kazanç yönünde hâlâ gidilecek yolun olduğu anlamına geliyor.

Borsalar pahalı olmaya başladı

Fiyat kazanç oranlarının ihtiyatlı yorumlanması gerektiğine dikkat çeken Eczacıbaşı Yatırım Başekonomisti Erkin Şahinöz, geleceğe dönük kârların göz önünde bulundurulduğunda borsaların ucuz kategorisinden çıkıp pahalı kategorisine girdiklerini söyledi. Ancak henüz tam olarak pahalı olmadıklarını, borsaların bu eşiği yeni aştıklarını kaydeden Şahinöz, Piyasa oyuncuları sadece fiyat kazanç oranına bakarak pozisyon almıyorlar. Sonuç olarak pozitif bir algılama var, ve bir balon oluşuyor. İnsanlar rasyonel davranmadığı için, pahalı kategorisine girdik diye, geri dönüp satmalarını beklememek lazım. Bu yüzden de Dow'un bu hafta 9.700 puana kadar önünün açık olduğunu tahmin ediyorum diye konuştu. Türkiye'nin de bu harekete katılacağının altını çizen Şahinöz, İMKB'nin bu hafta 1.500 puan yükselme potansiyeli var. Ancak bizim piyasada dinamiklerde bir değişiklik oldu. Endeks artık bankacılık değil sanayi kağıtları sürükleniyor. Ancak çok da fazla sürüklenemiyor dedi.

Gelecek kazançlar belirleyici

Herkesin baktığı fiyat kazanç oranının gerçekleşmiş kazançlardan elde edildiğini ifade eden Şahinöz, Bu hesaplama yapılırken, payda fiyat paydada kazanç var. Halbuki ileriye dönük kazançlar aslında daha düşük. Herkesin baktığı kazanç oranları işi olduğundan iyi gösteriyor. Fiyat kazanç oranlarında doğru olan yaklaşım önümüzdeki 12 ayın kâr beklentisine bölünerek hesaplanması diye konuştu.